CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “(Dostlarımızla beraber iktidar olacağız) dediğimizde, bazı çevreler çıldırıyor. Çıldırmayın arkadaşlar. Dostlarımızla beraber Allah’ın izniyle iktidar olacağız.” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu’nda yaptığı konuşmada, yasama, yürütme ve yargıyı bir kişiye bağlamak kadar yanlış bir şeyin olmadığını söyledi.
Devletin içinde denge ve denetim olması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, toplantıda bir fıkra anlattı. Köyün birine gelen çakmağın, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere muhtara teslim edildiğini, “Herkes bana itimat ediyor, beni seçtiler” diye sevinen muhtarın ise bir süre sonra çakmakla her şeyi yaktığını, köyün fakirleşmeye başladığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Muhtarın köyünden birisi komşu köye gitmiş. Bakmış o köyde her şey çok güzel. Demiş ki ‘Sizde çakmak yok mu?’ ‘Var.’ demiş. ‘Biz çakmağı birisine, çakmak taşını birisine, benzini de birisine verdik. Eğer ateş yanacaksa üçü bir araya gelir. Birisi yanlış yapar ya da yanlış söylerse o çakmak ateş almaz demiş. Allah bile tebligatı peygambere, ölüm görevini Azrail’e, vahiy görevini Cebrail’e, kıyamet görevini İsrafil’e, doğa görevini Mikail’e vermiş.’ demiş.”
Kılıçdaroğlu, “Gücü bir kişiye teslim ettiğinizde, tarihteki örneğini gördük. Hitler, Mussolini, Pinochet’i gördük. Binlerce, yüzbinlerce insanın kanı aktı, savaşlar oldu. Orta Doğu’ya bakın aynı şekilde. Diktatörlerin döneminin kapanması lazım. Bu güzel ülkeye demokrasiyi getirmemiz lazım.” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 19 yılın sonunda neden üç Trakya büyüklüğünde alanın çiftçiler tarafından ekilmediğini sordu. Toprak, güneş, su, bereketli tarlaların bulunduğunu, çalışacak ve tüketecek kişilerin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunlara rağmen çiftçinin zarar ettiği için ekim yapmadığını söyledi.
Gübreden ilaca kadar her şeye yağmur gibi zam yağdığını, elektrik faturalarının can yaktığını belirten Kılıçdaroğlu, kendi iktidarlarında elektrik dağıtım şirketlerine değil vatandaşa hizmet edeceklerini anlattı.
Bilgi üreten üniversitelerin, bir ülkenin ekonomik açıdan en büyük güvencesi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, akademide okuduğu dönemde Hamza Eroğlu’nun “Devrim Tarihi” kitabındaki bir öyküyü hayatı boyunca unutmadığını anlattı. Bu öyküyü aktaran Kılıçdaroğlu, İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’li generalin, Alman generale, “Almanya’da taş taş üstüne kalmadı, siz artık bir daha sırtınızı doğrultamazsınız.” sözlerine, Alman generalin, “Doğrudur çok sayıda insan öldü, Almanya’da taş taş üstüne kalmadı ama bir şeyi sakın unutmayın, Almanya’nın üniversiteleri ayakta.” karşılığını verdiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, taş taş üstünde kalmayan o Almanya’nın bugün AB’nin koçbaşlığını yaptığını, Türk kökenli bilim insanının Almanya’da üniversiteye hoca, rektör, yönetici seçilebildiğini belirterek “Şu demokrasinin güzelliğine, bilime verilen değere bakın. O nedenle sevgili Peygamberimiz, ‘Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir.’ der.” ifadesini kullandı.
Üniversiteleri, “bilgi üreten, toplumu geleceğe taşıyan, kainatın sırlarını çözen, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı bir kurum” olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, “Üniversitelerde yöneticiler seçimle gelmeli. Köyde muhtarı seçiyoruz, üniversitede rektörü seçemiyoruz. Niçin? Bu yasağı kim getirdi? Onu da darbeciler getirdiler, 12 Eylül darbecileri YÖK’ü getirdiler. Şimdi o darbe hukukunu bu beyler pekiştiriyorlar. ‘Efendim üniversiteye rektör seçimle mi gelir, ben tayin edeceğim’ Senin o zaman Kenan Evren’in kafasından, diktatörden senin ne farkın var? ” değerlendirmesinde bulundu.
Tayin edilen rektörü gençlerin istemediğini, “Kendi üniversitemizden bir rektör istiyoruz” dediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gayet demokratik ve barışçıl bir gösteri yapıyorlar; anayasaya uygun, kuralları anayasaya uygun. Gençleri anlayamıyorlar, neden bu gençler itiraz ediyorlar? Her üniversitenin bir kültürü, geleneği vardır. Üniversiteleri, üniversite yapan, bilgi üreten kurumlar yapan, onların gelenekleri ve kültürleridir. Dünyanın en saygın üniversiteleri, gelenek ve kültürleri olanlardır. O geleneklere, o üniversiteye giden herkes uymak zorundadır. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine, her türlü haksızlığı yaptılar. İlk damgaladıkları, ‘terörist bunlar…’ Sonra dozu daha da ileri taşıdılar. ‘Bunlar yılan’ dediler. Emin olun, yılan, ‘yılan’ diyenlerden daha akıllı. Ne demek yılan, terörist? Ellerine silah, sopa mı aldılar, camı çerçeveyi mi kırdılar? Hayır. Siz bunları neye göre diyorsunuz? Dozu daha da ileri götürdüler, saygın hocalardan Ayşe Buğra’ya, söyleyen kişinin makamına asla yakışmayacak söylemleri rahatlıkla dile getirdiler. Ayşe Buğra, sadece bizim ülkemizde değil, dünyada bilinen saygın bilim insanlarından biri. Ne yaptı Buğra? Osman Kavala’nın eşiymiş. Osman Kavala, zaten haksız yere içeride tutuluyor. Her beraat ettiğinde, yeni bir suçla içeride tutuyorsunuz. Siz zaten adalet kavramından uzaklaşmışsınız. Öğrencilere her türlü baskıyı yaptılar, coplar, şunlar, bunlar… Aldılar yaka paça hakimin karşısına ‘terörist’ diye çıkardılar. Hakimler serbest bıraktı. İki fotoğrafı hiç unutmuyorum, birinde dışarı çıkan öğrenciler birbirlerini kucaklıyor, ikincisinde gençler gülümsüyor, önde başörtülü bir öğrencimiz var, zafer işareti yapıyor. Onların yüzünde de mutluluk ve zafer….İki fotoğraf olağanüstü. Birisi, kızın ayakkabısına kafayı takmış. Birisi de ‘O kızın ayakkabı numarası bile senin IQ’ndan fazla’ diye tweet atmış. Aslında eksik söylemiş, o kızın ayakkabı numarası, bugün devleti yönetenlerin IQ’sundan daha yüksek.”
Kılıçdaroğlu, bir ülkenin zenginlik kaynağının, eğitimli, bilgili, birikimli insan olduğuna işaret ederek “Şimdi biz zenginliğimizi yok etmek için seferber olduk. Niye zenginliğimizi yok etmek için seferber oluyoruz? Çocuklarımızı neden dövüyoruz? Bu çocukların söz söylemeye hakkı yok mu? ” diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidarlarında, işsizlikle mücadelenin görevleri olacağını vurgulayarak iktidarın işsizin yanına gitmediğini, dertlerini bilmediğini savundu.
Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı, herkesin karnının doyduğu, her evde huzurun, bereketin olduğu Türkiye inşa edeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, bu nedenle “aile destekleri sigortası” dediklerini belirtti.
Kılıçdaroğlu, sosyal devletin, yardımı lütuf mantığıyla değil hak mantığıyla yapacağını dile getirdi. Güçlü, sosyal devlet inşa edeceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, “O zaman göreceksiniz ki Türkiye’de işsizlik olmayacak, demokrasi olacak, bütün Müslüman ülkeler Türkiye’yi örnek alacak. O zaman göreceksiniz ki AB bizi ister üyeliğe kabul etsin ister etmesin, görecek ki bütün demokratik standartlar Türkiye’de de var. O zaman her vatandaşımız, ‘Milletvekilini ben seçiyorum, parlamento benim hakkımı savunuyor.’ diyecek. Parlamento bir kişinin gölgesi altında görev yapmayacak. Yasama, yürütme hesap verecek. Hakim, hiç kimsenin telkiniyle karar vermeyecek, hukukun üstünlüğü ve vicdanına göre karar verecek. Bunu yapacağız.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Dostlarımızla beraber iktidar olacağız.” dediğinde, bazı çevrelerin çıldırdığını ifade ederek “Çıldırmayın arkadaşlar. Dostlarımızla beraber Allah’ın izniyle iktidar olacağız. Bu ülkeye huzuru, bereketi, demokrasiyi getireceğiz.” ifadesini kullandı.
“Allah’ın izni ve milletin takdiriyle iktidar olduklarında” yapacaklarını 7 madde halinde sıralayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’na katılarak konuşma yaptı. ( Metin Aktaş – Anadolu Ajansı )
“Katar ordusuna peşkeş çekilen Tank Palet Fabrikası’nı hemen alıp, orduya iade edeceğiz. Vatanın bağrına saplanan hançeri çekeceğiz. Gerçek milliyetçilik budur. Kağıt üzerinde değil. 15 Temmuz şehit ve gazileri için vatandaştan toplanan paraların tamamını hak sahiplerine bir gün içinde iade edeceğiz. Beşiktaş saldırısında hayatını kaybeden polislerimiz ve diğer mağdurlar için toplanan para aynı gün, iktidar olduğumuz gün hepsi hak sahiplerine verilecek. Çiftçilerin bankalardan veya tarım kredi kooperatiflerinden çektiği kredilerin faizleri sıfırlanacak. Çiftçilerin alacağı olan 210 milyar lira da mahsup edilecek. Esnafın pandemi döneminde aldığı kredilerin faizi silinecek, ana para da Türkiye Esnaf Sanatkarlar Konfederasyonuyla oturup, konuşulacak taksite bağlanacak. Bir kararnameyle esnafın stopaj vergisi kaldırılacak. Hangi koşulda olursa olsun, bedeli ne olursa olsun, vatan topraklarına sahip çıkılacak. Bugün için bir vatan toprağımız düşmana teslim edilmiş vaziyette. Süleyman Şah Türbesi’ni, o vatan toprağına götürmek, orada bayrağımızı dalgalandırmak bizim namus borcumuz olacak.”
TBMM (AA)
Şahika Ercümen, deprem bölgesinde farkındalık oluşturulması için “Hatay’a nefes ol” sloganıyla organize edilen rekor denemesi için zorlu antrenmanlarını tamamladı.
Yayladağı ilçesi Karamağara Koyu açıklarında suya giren sporcu, paletsiz değişken ağırlık kategorisinde Sırp asıllı Lena Balta’nın elinde bulundurduğu 105 metre dünya rekorunu 106 metrelik performansıyla geliştirdi.
AA
12. Kalkınma Planı (2024-2028), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından TBMM’ye sunuldu.
Değişen tüketici eğilimleri doğrultusunda turizmin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi, sezon süresinin uzatılması, hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve daha fazla harcama eğilimi olan ziyaretçinin ülkeye çekilmesiyle ziyaretçi başına turizm gelirinin artırılması ile sektörde yeşil ve dijital dönüşümün gerçekleştirilmesi temel amaç olarak belirlendi.
Bu kapsamda, yeni pazarlar oluşturulması amacıyla başta Amerika ve Uzak Doğu ülkeleri olmak üzere turist potansiyeli yüksek ülkelerde tanıtım çalışmaları yürütülecek.
Plan kapsamında, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Kültür ve Turizm Bakanlığı 2022 verilerine göre, 46,5 milyar dolar olan turizm gelirinin, 2023’ün sonunda 55,6, 2028’de ise 100 milyar dolar olması hedefleniyor.
Ziyaretçi sayısının 2028’de 82,3 milyon olması amaçlanırken ziyaretçi başına ortalama harcamanın 1215 dolar, ortalama konaklama süresinin 9,4 gece, ziyaretçi başına gecelik gelirin ise 129 dolar olacağı tahmin ediliyor.
Turizm sektörünün iklim değişikliğine uyum kapasitesi artırılacak. Turizm sektörünün sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde doğal, tarihi ve sosyal çevreyi koruyucu ve geliştirici bir yaklaşım içinde olması sağlanacak ve sektörde yeşil dönüşüm hızlandırılacak.
Turizm faaliyetlerinin çevre üzerinde olabilecek olumsuz etkileri su ve atık yönetimi ile enerji verimliliği dikkate alınarak en aza indirilecek.
“Sürdürülebilir Turizm Programı” kapsamında turizmde yeşil dönüşümün sağlanması için çalışmalar yürütülecek.
Ekosistemin korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını sağlamaya yönelik planlama ve uygulamalarla korunan alanların etkin yönetimi gerçekleştirilecek.
Yerel ekonomilerin desteklenmesi sağlanarak kapsayıcı bir turizm sektörü oluşturulacak. Turizmin çevreye, sosyal ve kültürel dokuya karşı oluşturabileceği olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla ziyaretçilerin “sorumlu turizm anlayışı”na sahip olmaları için bilinçlendirme faaliyetleri yürütülecek.
Turizm sektöründe dijital teknolojilerin etkin kullanımı sağlanacak, turizm değer zincirindeki tüm paydaşların dijital ortamda birbirine bağlanmasıyla “kesintisiz uçtan uca seyahat” yaklaşımı sektöre kazandırılacak.
Turizm sektörünün ihtiyacı olan nitelikli ara eleman ihtiyacının karşılanmasına yönelik uygulamalı eğitim programları geliştirilerek sürdürülecek. Mesleki eğitim müfredatı sektörün ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlenecek.
Hizmet kalitesinin ve turist memnuniyetinin artırılması amacıyla turizm tesislerinde fiziki şartların iyileştirilmesine yönelik mevzuat düzenlemesi yapılacak ve denetim faaliyetleri artırılacak.
Ziyaretçi başına turizm gelirinin artırılması amacıyla daha fazla gelir bırakan turizm çeşitleri geliştirilecek.
Turizm ürünlerinin çeşitlendirilmesine yönelik yatırımların ve işletmeciliğin desteklenmesi amacıyla mevzuat çalışmaları gerçekleştirilecek. Turizm çeşitlerinin planlı gelişimini sağlamak üzere ana plan ve strateji çalışmaları yürütülecek.
Kültür ve turizm güzergahları geliştirilerek ziyaretçi kalış süresinin ve harcamalarının artırılması sağlanacak.
Turizm gelirinin artırılması, mevcut pazarların güçlendirilmesi, yeni pazarların oluşturulması ve harcama eğilimi yüksek ziyaretçilere ulaşılması amacıyla tanıtım faaliyetleri yürütülecek.
Turizm sektörüne ilişkin verilerin toplanması, analizi ve raporlanması için dijital araçlardan yararlanılarak turizm karar destek platformu yapılacak.
Turizmin sürdürülebilirliğini ölçmek için oluşturulan uluslararası istatistiki çerçeveye uygun ölçüm araçları geliştirilecek ve yeni veri setleri oluşturulacak.
Turizmin ekonomik etkilerini arz ve talep yönüyle dikkate alan turizm uydu hesapları çalışması tamamlanacak.
AA
12. Kalkınma Planı kapsamında kentlerdeki barınma sorununa sağlıklı çözümler üretilebilmesi için dar ve orta gelirlilere yönelik Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından 2024-2028 yıllarında 500 bin konut üretilecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayının ardından TBMM’ye sunulan ve 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’nda, kentsel dönüşüm, şehirleşme ve konut ile çevrenin korunmasıyla ilgili başlıklar da yer aldı.
Kalkınma Planı kapsamında, “Afet tehlikesi ve riski altındaki alanlarla bu alanların dışındaki riskli yapıların sağlıklı ve güvenli yaşamayı esas alacak şekilde dönüştürülmesine yönelik uygulamaları etkinleştirmek ve yaygınlaştırmak” temel amaç olarak belirlendi.
Plana göre, kentsel dönüşümün şehir dokusuna, estetiğine ve kimliğine uygun, yerinde dönüşüm anlayışıyla farklı kentsel sorunlarla ortaya çıkan ihtiyaçlar gözetilecek ve farklı müdahale türlerini içerecek şekilde bütüncül yaklaşım geliştirilecek.
Kentsel dönüşüm strateji belgelerinin hazırlanması zorunlu hale getirilecek.
Yapı stoku ve kentsel altyapı niteliği, can ve mal kaybı açısından afet risk durumu, etkilenen nüfus büyüklüğü, toplumsal güçlükler, finansman gereksinimi gibi faktörler esas alınarak öncelikli dönüşüm alanları belirlenecek.
Plan kapsamında gayrimenkullerin gerçek değerleri tespit edilecek ve değer artışlarının kentsel dönüşümde finansman kaynağı olarak kullanılması sağlanacak.
Kentsel dönüşüm uygulamalarındaki anlaşmazlıkların daha hızlı çözüme ulaştırılması için ihtisas mahkemeleri oluşturulacak.
Kalkınma planı kapsamında kentsel dirençliliği artırmak ve olası riskleri azaltmaya ilişkin çalışmalar da yürütülecek. Bunun için 1/1000 ölçekli aktif fay haritaları hazırlanarak fay sakınım hattı belirlenecek.
Tüm illerde millet bahçesi çalışmaları sürdürülürken yerel yönetimlerin akıllı şehir uygulamalarında yerli ürünlerin kullanımı yaygınlaştırılacak.
Tüm tapu işlem belgeleri elektronik ortama aktarılacak ve işlemlerin elektronik ortamda takibi gerçekleştirilecek.
Özellikle kentlerdeki barınma sorununa sağlıklı çözümler üretilebilmesi için dar gelirlilere, kadınlara, engellilere ve gençlere yönelik toplu konut uygulamaları yürütülecek.
12. Kalkınma Planı kapsamında 2024’ten 2028’in sonuna kadar dar ve orta gelirlilere yönelik TOKİ tarafından 500 bine konut yapılması hedefleniyor.
Afet konutlarının yapımında afetzedelerin barınma ihtiyacını en kısa zamanda karşılayacak şekilde hak sahipliği, geri ödeme ve finansman yöntemleriyle ilgili mevzuat yeniden ele alınacak.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda iklim değişikliğinin etkilerine karşı dirençli ve düşük karbonlu ekonomiye geçişin sağlanması, sosyal adalet anlayışıyla çevreyle doğal kaynakların korunması ve yönetilmesi, toplumun çevreye karşı duyarlılığı ve bilincinin artırılması da amaçlanıyor.
Bunun için iklim risklerine karşı, uluslararası iklim değişikliği müzakereleri, Paris Anlaşması ve Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı çerçevesinde ulusal koşullar gözetilerek sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum eylemlerinin güçlendirilmesine yönelik yol haritaları hazırlanacak.
Ekolojik sürekliliği, ekosistem bütünlüğünü ve biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik, canlıların barınma ve beslenme amacıyla kullanabileceği korunan alanlar ve doğal yaşamı destekleyen diğer alanlar arasında bağlantıyı sağlayan ekolojik koridorlar belirlenecek.
AA
UNICEF’in X platformunda yaptığı açıklamada, “Gazze’deki aile ve çocuklara yardımların engelsiz ulaşabilmesi için bizlerin, hemen insani ateşkese ihtiyacımız var.” ifadeleri paylaşıldı.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, Gazze’ye yakıt girdiğine ilişkin haberleri yalanladı. UNRWA’dan bir başka yetkili de yaptığı açıklamada, Gazze’ye 7 Ekim’den bu yana ne yakıt, ne yiyecek, ne de su girişi olduğunu, hiçbir tedarik maddesinin kente girmediğini belirtti.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı.
Gazze’den düzenlenen saldırılarda 299’u asker 1309 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in saldırılarında Gazze’de 2 bin 778 kişinin öldüğünü, 10 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria’da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 59 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık 1250 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
İsrail’in saldırılarında ayrıca 11 gazeteci yaşamını yitirmişti.
Lübnan’ın güneyindeki İsrail sınırında 8 Ekim’den bu yana Hizbullah ve İsrail ordusu arasında çıkan çatışmalarda ise şu ana kadar 3 sivil ile 4 Hizbullah milisi ve 2 Filistin İslami Cihad Hareketi üyesi öldü.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri hayatını kaybetti.
Paşinyan, Erivan’daki Cumhuriyet Meydanı’nda destekçileriyle toplanırken, Ermenistan ordusunun Paşinyan’a yönelik istifa çağrısına destek veren muhalif kesimler ise Özgürlük Meydanı’nda bir araya geldi.
Binlerce kişinin katıldığı gösterilerde, Paşinyan destekçileri ve muhalifler arasında zaman zaman yumruklu kavga yaşandı.
Paşinyan, Cumhuriyet Meydanı’nda yaptığı konuşmada, ordunun halka ve kendisine bağlı olduğunu belirtti.
İstifasının ülkedeki sorunları çözemeyeceğini vurgulayan Paşinyan, “İstifa edip etmememe ancak halk karar verebilir. Ermeni halkı, askeri darbeye izin vermeyecek.” dedi.
Ülkede oluşan durumu Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan ile telefonda görüştüklerini dile getiren Paşinyan, Sarkisyan’a Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan’ın görevden alındığına ilişkin kararnameyi imzalaması gerektiğini söylediğini aktardı.
Paşinyan, “Cumhurbaşkanı bunu imzalamazsa, darbeyi destekliyor demek. Bu çok basit bir seçenektir.” diye konuştu.
Genelkurmay Başkanına istifa etmesi çağrısında bulunan Paşinyan, “Gasparyan’ın orduyu halka karşı galeyana getirmesine izin vermeyeceğim. Ordudaki diğer yetkililerin görev başına geçmesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.
Daha önce, ülkede erken parlamento seçimlerinin yapılmasını teklif ettiğini hatırlatan Paşinyan, bu fikirden, destekçilerinin isteği üzerine vazgeçtiğini bildirdi.
Öte yandan, Ermenistan Savunma Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, silahlı güçlerin ülkenin sınırlarını koruduğu ve güvenliğini sağladığı vurgulandı.
Açıklamada, “Silahlı güçlerin ülkedeki siyasi süreçlere dahil edilmesi girişimleri kabul edilemez. Buna benzer her girişim, ülkedeki istikrar ve güvenlik için tehdit oluşturuyor. Bakanlık, bu tür eylemlere gerekli tepkiyi verecek.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan ve üst düzey komutanlar, Başbakan Nikol Paşinyan’ı istifaya çağıran bir bildiri yayımlamıştı.
Paşinyan da ordunun bildirisini “darbe girişimi” olarak nitelendirerek, Gasparyan’ı görevden aldığını duyurmuştu.
ERİVAN (AA)
Şarkıcı ve oyuncu Lady Gaga’nın köpeklerini gezdirmekle görevli olan Ryan Fischer, dün akşam Kaliforniya Batı Hollywood’da silahlı saldırıya uğradı. Gaga’nın iki köpeği de saldırganlar tarafından kaçırıldı.
Fischer, Lady Gaga’nın çok sevdiği üç Fransız buldog köpeği, Koji, Miss Asia ve Gustavo’yu yürüyüşe çıkardı. Fischer köpeklerle birlikte Sienna Bonita Avenue’daki evinin dışındaydı.
Köpekleri gezdirdiği sırada Fischer’e ateş edildi. Polis, Ryan Fischer’e ateş eden iki kişinin beyzbol şapkası taktığını belirtti. Fischer’ın sağlık durumu ciddiyetini koruyor.
Olay sırasında Lady Gaga’nın Koji ve Gustavo adında iki köpeği çalındı. Ortadan kaybolan Miss Asia ise polis tarafından bulundu.
Ünlü şarkıcı, köpeklerini sağ sağlim getirene 500 bin dolar (3.6 milyon TL) vereceğini açıkladı.
Başkanlık ettiği Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Koca, küresel salgının uzunca bir süredir dünyanın en önemli gündem maddesi olduğunu vurguladı.
Küresel bir hastalıkla mücadelede tüm ülkelerin tecrübeleri ve altyapıları ile uyumlu olarak mücadele etmeye çalıştığını dile getiren Koca, “Bu yolda hiçbir ülkenin mücadelesi yetersiz, hiçbir ülkenin mücadelesi de diğerlerinden çok başarılı değildir.” dedi.
Koca, bu dönemin insanları olarak hep birlikte yeni bir salgın hastalık döneminin tecrübe edildiğini ifade ederek, dünyanın başarılı bir sınav vermediğine, ancak başarısızlığı üzerinden de salgınla mücadele edilmesinin mümkün olmadığına işaret etti.
Her ülkenin elindeki imkanlar nispetinde tedbirler almaya çalıştığını anlatan Koca, “Biz de elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanmaya çalıştık ve ülkemizin ismini dahi duymamış insanlara burada salgınla iyi mücadele edildiğini gösterdik. Salgınla iyi mücadele etmek şüphesiz başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm milletimizin gayret ve özverisi ile oldu. Bu mücadele, yaşadığımız acıları ve ödediğimiz belki de ödeyeceğimiz bedelleri de ortadan kaldırmıyor. Can yakan kayıplarımız var. Huzurlarınızda bir kez daha kayıplarımıza Allah’tan rahmet, milletimize de başsağlığı diliyorum.” diye konuştu.
Bakan Koca, virüsün hayattan çıkacağı günlere dair umudu hep güçlü tuttuklarını dile getirerek, “Kurumsal ve toplumsal düzeyde virüse karşı temel mücadele koşullarını çok büyük ölçüde tesis edebildik.” dedi.
Hayatı, virüsün dolaşımına imkan vermeyecek kurallar içinde sürdürmeye çaba harcadıklarını aktaran Koca, şunları kaydetti:
“Bu bir yıllık mücadele sürecinde pek çok deneyim de kazandık. Sadece tıbbi mücadeleden bahsetmiyorum, 83 milyon olarak mücadelenin her boyutunda çok önemli tecrübeler edindik. Gerek yaşadığımız salgınla, gerek başka bir halk sağlığı riskiyle başa çıkabilmenin yolunun tıbbi olmaktan daha çok sosyal bir mücadele gerektirdiğini gördük.
Riskten korunma tedbirlerinin, tedaviden kat kat üstün bir değerde olduğunu yaşayarak öğrendik. Bugüne kadar sahne önünde Bilim Kurulumuz mücadelede önemli roller üstlendi. Pek karşınıza çıkmayan Toplum Bilimleri Kurulumuz ise sahne gerisinde konunun sosyal ve psikolojik yönetiminde önemli stratejiler geliştirdiler. Artık küresel salgının sosyal hayata etkileri ve normalleşmeyi önceleyen bir döneme geçiyoruz, ‘Yerinde karar dönemi’.”
Sağlık, tedavi ve hastalıkla mücadele konularında Bilim Kurulunun çalışmalarının bütün hızıyla devam edeceğinin altını çizen Koca, artık salgının sosyal hayata etkileri ile mücadeleye odaklanılacağını söyledi.
Bakan Koca, Bilim Kurulunca hazırlanan plan dahilinde bugüne kadar aşılama çalışmalarında yaklaşık 1,5 milyonu ikinci doz olmak üzere 8 milyon doz aşı seviyesine ulaşıldığını belirterek, “Aşılama planındaki ilk aşamanın sonuna yaklaştık. Aşı tedariğine paralel olarak ortaya koyduğumuz performansla küresel düzeyde en başarılı ülkeler arasındayız.” açıklamasında bulundu.
Sağlık Bakanı Koca, “Aşıyı hazır temin eden ülkeler içinde en hızlı ve en çok aşılamayı başarmış durumdayız. Ancak aşı temininde tüm ülkelerin önemli sorunlar ve aksaklıklar yaşadığı böyle bir dönemde, yeterince yüksek hızda ve sistematik olarak aşı programını uygulamış olsak da nüfusa oranla daha katetmemiz gereken çok yol var.” dedi.
Temin edilen aşıya rağbetin arttığına dikkati çeken Koca, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tercihimizin doğruluğunu tasdik etse de lojistik ile ilgili tehdidi artırıyor. İlgi gören her ürünün temininde güçlük vardır. Kaldı ki deyim yerindeyse aşı kıtlığı yaşanan bir zamandayız. Aşılama programımızı bildiğiniz gibi anlık ve canlı olarak yayınlamaktayız. Bu açıklanan veriler üzerinden çeşitli değerlendirmeler yapılarak haklı haksız eleştiriler yapılmaktadır. Aşı programı adaletle ve şeffaf şekilde yürütülmektedir. Zaman zaman aşılama sayısında azalma ya da artış olması tamamen lojistik gerekçelerle bilinçli olarak planlanmaktadır. Bugün aşıyı temin edebilirken, yarın temin edilebileceğinin garantisini kimse veremez.
Aşı tedariğinde her an aksaklık yaşanabilir ve program kesintilere uğrayabilir. Bunu yaşamamanın tek yolu, kendi aşımızı üretmektedir. Bildiğiniz gibi bu konuda da çok önemli mesafeler almış durumdayız. Bugün itibarıyla açıkça ifade etmek isterim, bir tedarik ve planlama sorunumuz yok. Bu önemli bir güvencedir. Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın, ikinci doz aşıları güvence altındadır. Ancak daha güvenli olanı kendi aşımıza sahip olmaktır. Sizlerden özellikle bu konuda yapılan, yapılabilecek eleştirileri, eldeki imkanları en iyi şartlarda kullandığımızdan emin olarak değerlendirmenizi istirham ediyorum.”
Koca, aşı ile ilgili bir hakikati daha hatırlatmak istediğini dile getirerek, “Aşı olduğumuz gün korunma başlamıyor. İkinci doz aşıyı olup üzerinden 14 gün geçtikten sonra aşılanmış oluyoruz. Yani ilk aşı olduğumuz günden 42 gün sonra. Bu 42 gün kendimizi daha iyi korumak zorundayız. Ayrıca tüm nüfusumuzun en az yüzde 60’ını aşılamadan aşı güvencesini elde etmiş olmuyoruz. Aşının ilk dozunu yaptırmış olmak bizi rehavete değil tedbire sevk etmeli. Bu noktada ülkemizde de her geçen gün sayısı artan mutasyonlu virüsü de dikkate almak zorundayız.” uyarısında bulundu.
“Bazı illerimizde buna yönelik özel tedbir planlarımız var. Vaka sayılarındaki artış, bazı illerimizin diğerlerinden daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olabilecek.” değerlendirmesinde bulunan Koca, virüsün kendisi de, mutasyona uğramış hallerinin de aynı şekilde yayıldığını ve korunma yöntemlerinin de aynı olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanı Koca, “Tedbir halen en güçlü silahımız.” dedi.
Geçen haftalarda iller düzeyinde yüz bin nüfusa düşen haftalık vaka sayılarını paylaşmaya başladıklarını belirten Koca, salgın yönetiminde “Yerinde karar” dönemine geçeceklerini duyurduklarını hatırlattı.
Bu verileri her hafta düzenli olarak paylaşmaya devam edeceklerini de bildiren Koca, vaka sayılarıyla, pozitif test oranı, yoğun bakım doluluk oranları ve entübe edilen hastalardaki değişim gibi faktörlerin de illerin risk durumuna etki ettiğini söyledi.
Koca, belirttiği parametrelere göre illerin risk düzeylerini, düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli olarak ilan edeceklerini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
“Bu risk durumlarına göre farklı iş kollarımızın faaliyet serbestliği konusunda Bilim Kurulumuzun çalışmasını, Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Kabinemize arz edeceğim. Alınan kabine kararlarını da, Kabine Toplantısı sonrasında tensipleri halinde Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacaklardır.
Yerinde karar dönemiyle kurallara uyum konusunda güvenlik kuvvetlerimiz denetimleri arttıracak. Bu hususta Sayın İçişleri Bakanımızla yaptığımız görüşmede kendileri de kararlılıklarını ifade ettiler. Ülkemizin bir an evvel normal koşullarına dönmesi için milletimizin sağlık ve sıhhatini muhafaza için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
ANKARA (AA)
Kılıçdaroğlu, Aksaray’ın Saratlı Beldesi Belediye Başkanı Zeki Türker’i ziyaret ederek, çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Belde binasının balkonundan vatandaşlara hitap eden Kılıçdaroğlu, tüm çabasının, gayretinin ve emeklerinin vatandaşlar için olduğunu söyledi.
Bu topraklarda yaşayan ve bu havayı teneffüs eden hiçbir vatandaşı ayırmayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bütün insanlarımızı kucaklayacağız. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Herkesin derdiyle dertleneceğiz. Ama çözümünü de üreteceğiz. Güzel Türkiye’yi ayağa kaldıracağız. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Ülkemiz ve insanlarımız güzel. Önümüze seçim sandığı gelecek. Hep beraber bir dikta yönetimini değiştireceğiz. Bu ülkeye huzuru ve refahı getireceğiz. Hep istiyorum, her evde bereket olsun. Her evde huzur olsun. Her evde insanlar birbirleriyle güler yüzle karşılaşsınlar, konuşsunlar ve dertleşsinler. Hep bunları isterim. Komşularla iyi ilişkiler olsun. Mahallede, kentte ve ülkemizde huzur olsun. Kavga olmasın, bereket olsun.”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’de çok çalışkan insanların ve bol bereketli toprakların olduğunu ifade etti.
“Yanlış siyasetçiler” bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “O yanlış siyasetçileri siyaset arenasından alıp bir köşeye bırakacağız inşallah. Bunu sizlerin desteğiyle yapacağız. Onu yaptığımız zaman göreceksiniz, Hakkari’de de, Rize’de de, Muğla’da da ve Aksaray’da da bahar olacak. Her yere bahar gelecek. Her yerde bereket olacak. İnşallah güzel bir Türkiye’de huzur içinde yaşayacağız.” diye konuştu.
Saratlı beldesindeki programın ardından Kılıçdaroğlu, Öresin Han’da basın mensuplarıyla çay sohbetinde bir araya geldi.
AKSARAY (AA)
Beşiktaş Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine Genel-İş İstanbul Avrupa Yakası 1 No’lu Şube iş yerine grev kararı astı.
Genel-İş İstanbul Avrupa Yakası 1 No’lu Şube’nin örgütlü olduğu Beşiktaş Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı asıldı.
Kadıköy ve Maltepe’deki grevlerden sonra Ataşehir ve Kartal belediyelerinde de grev kararı asıldı. Dün de Genel-İş İstanbul Avrupa Yakası 1 No’lu Şube üyesi işçiler grev kararı asmak için belediye önünde bir araya geldi.
Alınan bilgilere göre, Şube Başkanı Mehmet Pehlivan yaklaşık 7 aydır yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde belediye yönetiminin tutumu nedeniyle anlaşma sağlanamadığını ifade etti. Belediye işçileri 15 Mart’ta uygulanmak üzere belediye binasına grev kararını astı.
Yeni bir araştırmaya göre, Covid-19’un B.1.526 adlı yeni türüne ilk olarak geçen yıl kasım ayında kentte toplanan örneklerde rastlandı.
Araştırmacılar, virüsün yeni türünün, aşının etkinliğini azaltabilecek bir mutasyon olabileceğinden endişe duyuyor.
Mutasyona uğrayan bu virüs türünün mart sonunda ABD genelindeki en yaygın virüs türü olması bekleniyor.
ABD’de Kovid-19 verilerinin derlendiği Johns Hopkins Üniversitesi verilerine göre, şimdiye kadar 28 milyondan fazla kişi virüsten etkilenirken, 505 binin üzerinde kişi de hayatını kaybetti.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’ne (CDC) göre ise 66 milyondan fazla kişiye Kovid-19 aşısı yapıldı.
NEW YORK (AA)
Kahramanmaraş İl Göç İdaresi Müdürlüğü ekipleri, Suriye’deki iç savaş nedeniyle ebeveynlerini kaybeden çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenleyerek sosyalleşmesini sağlıyor.
Bu kapsamda Kahramanmaraş Geçici Barınma Merkezi’nde yaşamını sürdüren 10 yetim çocuk, ekiplerce kentteki Arkeoloji Müzesine getirildi.
Yetkililerle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerine uyarak müzeyi gezen çocuklar, fil iskeleti, lahit, mozaik gibi tarihi eseri görme imkanı buldu, keyifli anlar yaşadı.
Çocuklardan 15 yaşındaki Fatma Mütesellim, gazetecilere yaptığı açıklamada, müzeyi gezmekten dolayı mutlu olduğunu ve çok eğlendiğini söyledi.
7 yaşındaki Hadi Abdulmecit de arkadaşlarıyla tarihi müzeyi gezmekten mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Xinhua ajansının haberine göre Şi, başkent Pekin’de yaptığı açıklamada “aşırı yoksulluğun kökünün kazındığını” duyurdu.
Kırsal bölgelerde geçen 8 yılda yaklaşık 100 milyon kişinin “aşırı yoksulluk” seviyesinden kurtarıldığını belirten Çin lideri Şi, aynı dönemde yoksullukla mücadele çalışmaları çerçevesinde yaklaşık 1,6 trilyon yuan (yaklaşık 246 milyar dolar) tutarında yatırım yapıldığını aktardı.
“Kırsal bölgelerde yoksulluğu yok etmek, tüm taraflarıyla orta seviyeli bir refah toplumu inşa etme hedefinin başarılmasına kilit önemde katkıda sağlar.” ifadesini kullanan Şi, yoksulluğun bitirilmesinde ÇKP’nin liderliği ve ülkenin sosyalist yönetim sisteminin getirdiği avantajlardan övgüyle bahsetti.
Çin’de aşırı yoksulluk sınırında yaşayan insanların yıllık geliri 4 bin yuandan az (yaklaşık 620 dolar) olarak tanımlanırken Dünya Bankası tanımlamasına göre yıllık geliri yaklaşık 694 dolar altında bulunanlar aşırı yoksul kabul ediliyor.
Çin Başbakanı Li Kıçiang, Mayıs 2020’de yaptığı açıklamada nüfusun yaklaşık 600 milyonunun aylık gelirinin 1000 yuanın (yaklaşık 155 dolar) altında olduğunu açıklamıştı.
ANKARA (AA)
Aracın ikiz Mastcam-Z kameralarının çektiği 142 fotoğrafın birleştirilmesiyle oluşturulan 360 derecelik panorama, NASA’nın internet sitesinde yayımlandı.
Yakınlaştırılabilir özellikteki kompozit fotoğraf, bugüne dek Kızıl Gezegen yüzeyinde kaydedilmiş en yüksek çözünürlüklü görüntü olma özelliğini taşıyor.
Fotoğrafta akarsuların beslediği eski bir göl olduğu tahmin edilen deltanın dış hatları ile ufuktaki yamaçlar seçilebiliyor.
Perseverance, 30 Haziran 2020’de ABD’nin Florida’daki Cape Canaveral Uzay İstasyonundan fırlatıldıktan sonra yaklaşık 7 aylık ve 470 milyon kilometrelik yolculuğun ardından 20 Şubat’ta Mars yüzeyine inmeyi başarmıştı.
NASA’nın California’daki Jet İtki Laboratuvarında inşa edilen ve plütonyum yakıtı ile çalışan Perseverance, şimdiye kadar Mars’a gönderilen araçlar içinde en gelişmiş teknolojik özelliklere sahip olmasıyla tanınıyor.
Uzay kurumu, Kızıl Gezegen’deki yeni misyonun gerçekleşmesi için altyapı çalışmalarına 2,4 milyar dolar, aracın yüzeye inmesi ve çalıştırılmasını mümkün kılan sistem içinse 300 milyon dolar harcandığını açıklamıştı.
Kimyasal analizörü, 20 kamerası, örnek toplamak için kaya matkabı, robotik bir “eli” ve bir minik helikopteri olan Perseverance‘ın, keşif faaliyeti için Mars’ta 2 yıl kalması planlanıyor.
ANKARA (AA)