EKONOMİ
Kripto Para Şikayetleri Yüzde 8 Bin 616 Arttı
25 Şubat 2021 16:21
2021 yılında kripto parayla ilgili tüketicilerin en çok sorun yaşadığı konuları derleyen Şikayetvar’ın verilerine göre, bu konudaki şikayetlerin artış oranı Şubat 2021’de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 bin 616’ya ulaştı. 

Şikayetvar’dan yapılan açıklamaya göre, son yılların en çok konuşulan yatırım araçlarından olan kripto paralara ilgi 2021’de zirve yaptı. Özellikle Bitcoin’e yapılan yatırımlar ve televizyonda çıkan haberler tüketicilerin kripto paralardan daha da haberdar olmalarına olanak sağladı. Bir gün önce zirve yapıp ardından yüzde 15’lik düşüşler görülen bu yatırım aracıyla ilgili şikayetlerde de adeta patlama yaşandı.

Tüketicilerin bir referans kaynağı olarak başvurduğu ve satın alma kararıyla ilgili araştırma yaptığı Şikayetvar, son günlerin en çok konuşulan konularının başında gelen kripto para borsasını ve dijital paraları inceleyerek en çok şikayet edilen konuları bir araya getirdi.

2021’de 9 Binin Üzerinde Şikayet Geldi

Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan araştırmaya göre nüfusa oranla en çok kripto para kullanan ülkeler arasında yüzde 16 ile dünyada 4’ncü, Avrupa’da ise ilk sırada yer alan Türkiye’de konuyla ilgili şikayet artışı da zirve yaptı. Bu durum Şikayetvar verilerine de yansıdı. Şikayetvar verilerine göre, kripto-sanal-dijital para borsasıyla ilgili 2018’de 2 bin 40, 2019’da 734, 2020’de 7 bin 425 şikayet geldi. Bu yatırım aracıyla ilgili 2019-2020 verilerini karşılaştıran Şikayetvar’a göre, kripto-sanal-dijital para borsasıyla ilgili şikayet artış oranı yüzde 912 oldu. Kripto paralarla ilgili 2020’de en çok şikayet edilen ay nisan olurken, 2021’in ikinci ve beşinci haftasında şikayetler zirve yaptı.

Haftalık Ortalama Şikayet Sayısı 1.056

2021 Şubat ayıyla 2020’nin aynı dönemi karşılaştırıldığında kripto parayla ilgili şikayet artış oranı yüzde 8 bin 616’ya yükseldi. Şikayetvar verilerine göre bu yatırım aracına dair geçen yıl, haftada ortalama 139 şikayet gelirken, 2021’de haftalık ortalama şikayet sayısı 1.056’lara ulaştı. 2020 Şubat ayı verileriyle 2021 Şubat verileri karşılaştırıldığındaysa sektöre olan ilginin artışı ve artan şikayet sayısının yükselişi dikkati çekiyor. 2020 Şubat ayında kripto parayla ilgili toplam 109 şikayet gelirken, 2021 Şubat ayında bu sayının 9 bin 500’lere kadar yükseldiği görülüyor.

Verilere göre kripto paralar en çok, “Kripto para yükselince satım yapmaya, düşünce alım yapmaya firmaların engel olması, transfer işlemlerinin yavaş olması, paranın hesaba geçmemesi, üye temsilcilerinin yatırım yapana kadar fazla ilgili davranıp zarara uğrayınca cevap vermemesi, hesap kapatma işleminin yapılamaması, sisteme giriş yapılamaması, ve hesabın firma tarafından sıfırlanması” gibi konulardan şikayetler yazıldı.

Şikayetlerden birinde bir kullanıcı aynı gün yaptığı alış-satış işlemlerinden yüksek komisyon ücretleri alındığını söyledi. Kullanıcı şikayetini, “Kafasına göre farklı farklı kesintiler yapılmış.” sözleriyle dile getirdi. Başka bir kullanıcı kripto parasını başka hesaba aktarırken sorun yaşadığını belirterek destek ekibinin yokluğundan şikayet etti.

Para Çekmedeki Gecikme İnsanı Korkutuyor

Bir kullanıcı, şikayet mesajında para çekimi için telefona onay gelmediğini ve sorunla ilgili yazdığı maillere cevap verilmediğini belirtti. Kripto para alım satımında sorun yaşayan bir başka kullanıcı ise, “Para yatırırken maksimum 2 dakikada işlem gerçekleşirken para çekmede böyle problem olmamalı. Hem güven sarsıyor hem insan korkuyor.” ifadelerini kullandı.

Borsa yükseldiğinde sistemin kapatıldığını belirten bir kullanıcı, “Borsanın yükseldiği anda sistemlerini kapatıp işlem yapılmasını izin vermeyen firma beni çok büyük zarara uğrattı. Lütfen artık biri bunlara bir ‘dur’ desin. Ben ve benim gibi birçok insan mağdur olduk!” şikayetinde bulundu. Diğer kullanıcılar da kripto para piyasası yükseldiğinde sistemin kapatılmasından şikayet etti.

 10 Bin Dolarlık Yatırımım Görünmüyor

Bir kullanıcı hesabında bulunan 10 bin dolarlık kripto parasının artık gözükmediğinden şikayet ederken, bir diğer kullanıcı ise alım satımlardaki olağandışılıklara dikkati çekerek, “Kripto para alım satımı yapıyorum. Kaç defa denedim ve gözlemledim. Ben kripto parayı almadan önce hızlı hızlı artıyor, ama ne tesadüftür ki her alımdan sonra bu yükselmeler duruyor ya da hızlıca düşüyor. Bunun tesadüf olmadığını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

İSTANBUL (AA) 
BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
LPG İthalatı Aralıkta Yüzde 2,6 Azaldı
25 Şubat 2021 14:14
Türkiye’nin LPG ithalatı, geçen yıl aralıkta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,6 azalarak 233 bin 206 ton oldu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Aralık 2020’ye ilişkin “Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Sektör Raporu”na göre, rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahiplerince en çok LPG ithalatı yapılan ülkeler sırasıyla ABD, Cezayir, Kazakistan, Bahama Adaları ve Yunanistan oldu.

LPG ithalatı, geçen yıl aralıkta bir önceki yılın aynı kıyasla yüzde 2,6 azalarak 233 bin 206 tona geriledi.

Bu dönemde, rafinerici ve dağıtıcı lisansı sahiplerince yapılan LPG ihracatı ise yaklaşık yüzde 10 artarak 15 bin 22 tona yükseldi. İhracat, Lübnan, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, İsviçre, Marshall Adaları ve Türkiye Serbest Bölgesi’ne yapıldı.

Söz konusu dönemde LPG üretimi de yüzde 5,2 azalışla 77 bin 922 ton oldu.

Dağıtıcı lisansı sahiplerince geçen yıl aralıkta 204 bin 621 ton otogaz, 56 bin 699 ton tüplü LPG ve 9 bin 313 ton dökme LPG satışı yapıldı. Böylece, Aralık 2020’de toplam LPG satışı yaklaşık 270 bin 634 ton olarak gerçekleşti.

Yıllık bazda dökme LPG satışı yaklaşık yüzde 20, tüplü LPG satışı yüzde 2,6 artarken, otogaz satışı yüzde 23,1 azaldı. İç piyasada toplam LPG satışları ise yüzde 17,8 azalış gösterdi.

Söz konusu ayda, yüzde 75,6 pazar payıyla otogaz birinci sırada yer aldı. Bunu, yüzde 21 ile tüplü LPG, yüzde 3,4 ile dökme LPG izledi.

İSTANBUL (AA) 

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
TCMB Repo İhaleleriyle Piyasaya Yaklaşık 72 Milyar Lira Verdi
25 Şubat 2021 12:58
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün miktar yöntemiyle düzenlediği 4 Mart vadeli repo ihalesi ile piyasaya 54 milyar 999 milyon 999 bin 988 lira, 5 Mart vadeli repo ihalesi ile 16 milyar 999 milyon 999 bin 992 lira verdi.

İhalelere toplam 172 milyar 650 milyon liralık teklif geldi.

4 Mart vadeli İhalede basit faiz yüzde 17, bileşik faiz yüzde 18,50 seviyesinde, 5 Mart vadeli ihalede basit faiz yüzde 17, bileşik faiz yüzde 18,49 seviyesinde gerçekleşti.

İSTANBUL (AA) 

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan’dan Ortak Bildiri
24 Şubat 2021 10:55

Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan Üçlü Dışişleri Bakanları 5. Toplantısı’nın ardından ortak bildiri imzalandı

Taraflar, ticari-ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi, yatırım ve ticaretin teşvik edilmesi için mevcut potansiyelin kullanılması ve ayrıca gümrük, enerji, ulaşım, telekomünikasyon, sanayi, tarım, bilim, eğitim, kültür, turizm ve çevre alanlarında ortak projeler ve programlar yürütme yoluyla iş birliğinin daha da geliştirilmesini destekleme konusunda anlaştı.

Taraflar, 26 Mayıs 2014’te Bakü’de, 29 Ocak 2015’te Aşkabat’ta, 28 Ağustos 2015’te Antalya’da ve 19 Temmuz 2017’de Bakü’deki Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantılarında kabul edilen ortak bildirilere bağlılıklarını teyit etti.

Bildiride, taraf devletlerin uluslararası kabul görmüş sınırları içinde egemenlik ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygıları ve sağlam destekleri yeniden teyit edildi.

Taraflar, kapsayıcı bir barış, istikrar ve ortak refah alanı yaratma vizyonunun altını çizdi ve çok taraflı iş birliği olanaklarını geliştirmek için Türkmenistan-Türkiye-Azerbaycan üçlü mekanizmasını kullanmanın önemini vurguladı.

Bildiride Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan arasındaki Birleşmiş Milletler (BM) İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO), Türk Konseyi, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve diğer ilgili bölgesel ve uluslararası kuruluşlar ile Asya’nın Kalbi-İstanbul Süreci gibi devam eden iş birliği forumlarının önemine dikkat çekildi.

Taraflar, terörizm, bölücülük, aşırılık ve ayrımcılığın her türlü ve tezahürü ile sınır aşan organize suçlar ve uyuşturucu madde ve bunların öncül maddeleri, silah ve insan kaçakçılığı, kültürel ve tarihsel aleyhte suçlar, miras, siber suçlar ve düzensiz göçle mücadelede iş birliğinin daha da güçlendirilmesinin öneminin altını çizdi.

Bu bağlamda, İİT’nin 15 Mart’ı “İslamofobiye Karşı Uluslararası Dayanışma Günü” olarak belirlemesinin önemine işaret edildi ve bu konudaki tüm uluslararası çabaları destekleme konusunda mutabık kalındı.

Öte yandan bildiride, Türkmenistan’da yapılacak Devlet Başkanları Üçlü Zirvesi’nin son derece önemli olduğunun altı çizildi.

Ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesinin önemi vurgulandı

Bildiride, taraf devletler arasında ekonomik ortaklığın yasal dayanağının yanı sıra üçlü ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesinin önemi de kaydedildi.

Taraflar, ticari-ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi, yatırım ve ticaretin teşvik edilmesi için mevcut potansiyelin kullanılması ve ayrıca gümrük, enerji, ulaşım, telekomünikasyon, sanayi, tarım, bilim, eğitim, kültür, turizm ve çevre alanlarında ortak projeler ve programlar yürütme yoluyla iş birliğinin daha da geliştirilmesini destekleme konusunda anlaştı.

Her üç ülkenin de küçük ve orta ölçekli işletmeleri arasındaki mevcut iş birliğinin sürdürülmesinin önemine dikkat çekilen bildiride, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını aşısı tedariki de dahil olmak üzere salgınla mücadelede dayanışmalarına, imkanları ve yetenekleri dahilinde karşılıklı tıbbi yardım yoluyla sürdürmeye ve artırmaya karar verildi.

Taraflar özellikle uluslararası seyahat, ticaret ve ulaşım üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla Kovid-19 salgınını kontrol altına alma ve sosyal ve ekonomik faaliyetler üzerindeki etkilerini yönetmede iş birliği ve koordinasyona olan bağlılıklarını teyit etti.

Bildiride, ulaşım altyapısının geliştirilmesi ve transit potansiyelinin artırılmasına yönelik yeni projelerin gerçekleştirilmesi için iş birliğinin daha da güçlendirilmesi gerekliliğinin altı çizildi.

Ulaşım ve altyapı projelerinin önemi kaydedildi

Taraflar, “Doğu-Batı” Trans Hazar Ulaşım Koridoru dahil olmak üzere ülkelerinin transit potansiyelini güçlendirmek için yapılan önemli çabaların altını çizdi ve bu bağlamda Türkmenbaşı (Türkmenistan) ve Alat (Azerbaycan) limanları arasında deniz taşımacılığının etkin bir şekilde işletilmesinin önemini vurguladı.

Ayrıca taraflar, Modern İpek Yolu’nun bir parçası olarak Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu projesinin Asya ile Avrupa arasında rekabetçi ulaşımı kolaylaştırmada kilit rol oynadığını vurguladı ve BTK Demiryolu ile yolcu taşımacılığı hazırlıklarını memnuniyetle karşıladı.

Öte yandan, taraflar ulaşım ve transit trafiği basitleştirerek ticari ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan ve bölgesel bağlantı için yeni bir boyut oluşturan Lapis Lazuli Transit ve Taşımacılık İşbirliği Anlaşması’nın yürürlüğe girmesini de memnuniyetle karşıladı.

Mevcut altyapının iyileştirilmesi ve bölgesel ulaşım ve ticaretin geliştirilmesi için uygun koşulların oluşturulması ihtiyacının dile getirildiği bildiride, altyapı projelerinin Hazar Bölgesi’nin refah ve istikrarına katkısını dikkate alarak, ulaşım ve enerjide bölgesel bağlanabilirliği sağlamak için iş birliğinin geliştirilmesinin önemi vurgulandı.

Enerji alanındaki ortaklığın altı çizildi

Bildiride, taraflar enerji alanında ortaklığın öneminin altını çizdi ve Azerbaycan’dan daha fazla hacimde doğal gazın ve Türkmenistan’ın enerji kaynaklarının Türkiye’ye ve Avrupa’nın geri kalanına ulaştırılmasını amaçlayan enerji projelerine desteğini bir kez daha teyit etti.

Taraflar, Hazar Denizi’nde “Dostluk” olarak adlandırılan hidrokarbon sahasının ortak araştırılması ve geliştirilmesi için Azerbaycan ile Türkmenistan arasında muhtıranın imzalanmasını memnuniyetle karşıladı.

Bu bağlamda, taraflar Türkiye’nin ve Avrupa’nın geri kalanının enerji güvenliğini artırmanın yanı sıra Azerbaycan ve Türkmenistan’ın ekonomik kalkınmasına ve refahına katkıda bulunmak için hidrokarbon kaynaklarının geliştirilmesi ve teslimi için ortak projeleri sonuçlandırmaya hazır olduklarını ifade etti.

Taraflar, üç ülkenin ortak mirasına dayalı eğitim, bilim, kültür ve diğer insani yardım alanlarında daha fazla iş birliği geliştirmenin gerekliliğini vurguladı.

Bildiride, siyasi diyalog, bölgesel ve küresel konularda iş birliği ve koordinasyonun sürdürülmesi amacıyla düzenli üçlü toplantılar düzenlemenin önemi vurgulandı ve bir sonraki toplantının Türkmenistan’da yapılmasına karar verildi.

AA – Muhabir Muhammet Tarhan

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
“Sürdürülebilir Finans Forumu” Çevrim İçi Gerçekleştirildi
23 Şubat 2021 15:53

“Sürdürülebilir Finans Forumu”nda, Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakat Süreci”, “Yeşil Dönüşüm ve Türkiye’nin Yeşil Dönüşümden Alacağı Payın Artırılması” konuları ele alındı.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) tarafından 2013 yılından bu yana düzenlenen “Sürdürülebilir Finans Forumu”nun 7’ncisi çevrim içi gerçekleştirildi.

Etkinlik kapsamında SKD Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Aybala Şimşek moderatörlüğünde düzenlenen panelde konuşan Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Ekonomik, Mali ve Sosyal Politikalar Daire Başkanı Nihal Samsun Karabacak, AB Yeşil Mutabakat Süreci’ne ilişkin bilgi verdi.

Yeşil Mutabakat’ın AB’nin hem büyüme hem de kalkınma stratejisi olduğuna işaret eden Karabacak, ekonominin tüm sektörlerinde önlemler içeren bir yol haritası sunduğunu anlattı.

Karabacak, AB’nin bu girişimle yeşil dönüşüm konusunda dünyada öncü rol üstlenmek istediğini belirterek, “Bu dönüşüm, tüketim ve üretim modellerinde köklü değişiklikleri gerektiriyor. Bu sebeple Kovid-19 krizi ile birlikte daha da önem kazandı. Salgın, sürdürülebilirliğin önemini bir kez daha ortaya koydu. Böyle olunca AB, Kovid-19 krizinin etkilerini aşmak için Yeşil Mutabakat hedefleri ile uyumlu bir toparlanma girişimi başlattı. Kamu ve özel sektör yatırımlarının yeşil dönüşüm hedeflerine yönlendirilmesi amaçlanıyor.” dedi.

Dönüşümün finansmanı için planlanan süreçler hakkında bilgi veren Karabacak, bu süreci Türkiye’nin de yakından takip ettiğini, bu bağlamda da Türkiye’de önemli çalışmaların yürütüldüğünü dile getirdi.

– “AB, yeşil dönüşüm projesinde yalnız değil, öncü rol oynuyor”

Karabacak, “Bu süreci AB ile ilişkilerimizde önemli bir fırsat olarak görüyoruz ve süreçten daha fazla yararlanmak için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.

Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Tek Pazar, Rekabet ve Teknik Mevzuat Daire Başkanı Mehmet Ergünal, konunun finansman boyutunu ele aldı.

AB Yeşil Mutabakat Süreci’ni bir seferberlik olarak gördüklerine işaret eden Ergünal, “Bu dönüşüm çerçevesinde bütün sektörlerin uyumu gerekiyor, bu çok büyük bir ödev. Bunun içinde yer almak, buna uyum sağlamak, Türkiye’nin rekabetçiliği açısından son derece önemli. AB, yeşil dönüşüm projesinde yalnız değil, öncü rol oynuyor. Bu koşullarda rekabetçiliğimizi nasıl koruruz bu önemli. Bu durum çok büyük ekonomik etkileri karşımıza koyuyor. Yeşil dönüşüme uygun ürünleri üretmek ve bunu yeşil şekilde pazara sunmak gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin finansman ihtiyacının tespit edilmesi gerektiğini dile getiren Ergünal, ihtiyaç duyulan dönüşümün çok  geniş kapsamlı yatırım ve finansman gerektirdiğini anlattı.


– “Rekabetçi bir ekonomi, yeşil, dijital ve kapsayıcıdır”

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Gianpiero Nacci de rekabetçi ve modern bir ekonominin; yeşil, dijital ve kapsayıcı olduğunu ve bir banka olarak bunları öncelik haline getirdiklerini ifade etti.

Nacci, Türkiye’nin çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Bu durum, büyüyen iç pazarla, Türkiye’nin küresel ticaret merkezi konumuyla ve aynı zamanda ülkenin insan kaynağıyla bağlantılı.” değerlendirmesinde bulundu.

ABN Amro Bank Sürdürülebilirlik Danışmanı Jan Raes ise yeşil tahvilin amacının, atmosferdeki sera gazlarının azaltılmasına katkıda bulunan varlıkları finanse etmek olduğuna işaret ederek, “Yeşil tahvillerin ortak amacı budur. Bu, belirli varlıklara ne kadar karbon eklendiğini belirten ve küresel ısınmayla bağlantı kuran bir ölçüdür.” diye konuştu.

Vigeo Eiris Sürdürülebilir Finans İş Geliştirme Müdürü Benjamin Cliquet ise, Türkiye’nin oldukça aktif bir pazar olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Türk bankaları, ‘yeşil danışmanlar’ olarak, sürdürülebilir finansman operasyonlarını geliştirmek ve Türk ekonomisinde mükemmel fırsatları bulmak için rollerini öğreniyorlar. Türkiye’de yenilenebilir enerji konusundaki önemli istek düşünüldüğünde, bu yeşil varlıkları, yeşil ve sürdürülebilir krediler yoluyla finanse etmek için bazı fırsatlar olmasını elbette bekleyebiliriz.”

İSTANBUL (AA)

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Güven Endeksi Hizmet ve İnşaatta Düşerken, Perakende Ticarette Yükseldi
22 Şubat 2021 12:06

Güven endeksi şubatta geçen aya göre, hizmet sektöründe yüzde 1,4 ve inşaat sektöründe yüzde 1,3 azalırken, perakende ticaret sektöründe yüzde 0,4 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu, şubat ayına ilişkin sektörel güven endekslerini açıkladı.

Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi ocakta 101,9 iken, bu ay yüzde 1,4 azalarak 100,4’e geriledi.

Hizmet sektöründe bir önceki aya göre, son 3 aylık dönemde iş durumu alt endeksi yüzde 1,1 azalarak 101,8 oldu.

Son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep alt endeksi aynı düzeyde kalarak 98 değerini aldı. Gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi alt endeksi ise yüzde 3,1 azalarak 101,4’e düştü.

– Perakende ticaret sektörü

Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi şubatta yüzde 0,4 artarak 108,9 değerini aldı.

Perakende ticaret sektöründe bir önceki aya göre, son 3 aylık dönemde iş hacmi satışlar alt endeksi yüzde 2,8 artarak 122,2 oldu.

Mevcut mal stok seviyesi alt endeksi yüzde 2,8 artarak 92,6’ya yükseldi. Gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi alt endeksi ise yüzde 4 azalarak 112 olarak hesaplandı.

– İnşaat sektörü

Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi geçen ay 84,2 iken, şubatta yüzde 1,3 azalarak 83,1’e düştü.

İnşaat sektöründe bir önceki aya göre, alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi alt endeksi yüzde 1,6 artışla 76,9 değerine ulaştı. Gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisi alt endeksi ise yüzde 3,6 azalarak 89,3 değerini aldı.

İnşaat sektöründe şubat ayında girişimlerin yüzde 48,9’u faaliyetleri kısıtlayan herhangi bir faktörün olmadığını, yüzde 51,1’i ise faaliyetlerini kısıtlayan en az bir temel faktör bulunduğunu bildirdi.

İnşaat sektöründe faaliyetleri kısıtlayan temel faktörlerden “finansman sorunları” ocakta ayında yüzde 26,3 iken şubatta aynı oranda kaldı, “talep yetersizliği” geçen ay yüzde 22,4 iken şubatta yüzde 25,7 ve “diğer faktörler” ocakta yüzde 30 iken şubatta yüzde 27,2 oldu.

ANKARA (AA)

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Türkiye Kripto Para Kullanımında Avrupa’da Birinci Dünyada Dördüncü
21 Şubat 2021 13:38

Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum) tarafından yapılan araştırmaya göre dünyanın en büyük 74 ekonomisi içerisinde nüfusa oranla en çok kripto para kullanan ülke vatandaşları açıklandı. Türkiye, yüzde 16 ile dünyada 4’ncü, Avrupa’da ise ilk sırada yer aldı.

Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum) tarafından yapılan araştırmaya göre, dünyada en çok kripto para kullanan ülke vatandaşları açıklandı.

NTV’nin haberine göre, kripto paraların Y kuşağının yatırımcı olarak piyasaya girişi ile birlikte her geçen gün popülaritesini artırmasıyla özellikle Afrika ve Asya’da yoğun olarak kullanılmaya başladı.

Dünyanın en büyük 74 ekonomisi olan Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika ülkeleri üzerinden yapılan araştırmada, Nijerya yüzde 33 kripto para kullanımıyla ilk sırada yer aldı.

Türkiye 74 Ülkede Dördüncü

Vietnam yüzde 21 ile 2’nci, Filipinler yüzde 20 ile 3’ncü sırada yer alırken Türkiye yüzde 16 ile dünyada 4’ncü, Avrupa’da ise ilk sırada yer aldı.

Bitcoin tarafı ise yaptığı açıklamada, Filipinler Merkez Bankası’nın ülkede “havale ve transfer şirketleri” olarak çalışmak için birkaç kripto borsasını onayladığını açıkladı.

ABD merkezli banka Union bank da ayrıca Filipinlerin önemli şehirlerinden Makati’de, kripto para birimlerinin ülkedeki ana akıma nasıl yavaş yavaş girdiğini gösteren bir Bitcoin ATM’si kurdu.

Afrika ve Güneydoğu Asya’daki ülkelerin yoğun ilgi gösterdiği kripto paralara Latin Amerika ülkelerinin de büyük rağbet gösterdiği belirtildi.

Peru, yüzde 16 kripto para kullanımıyla Türkiye’nin ardından 5’nci sırada yer alırken Brezilya, Kolombiya, Arjantin, Meksika ve Şili de çift haneli rakamlara ulaştı.

Avrupa İlgi Göstermiyor

Orta Avrupa ve Britanya ülkelerinin pek fazla rağbet göstermediği kripto paralara Türkiye’den sonra en çok ilgi gösteren Avrupa ülkeleri yüzde 11 ile İsviçre ve Yunanistan oldu.

Geçtiğimiz günlerde Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, kripto paralarla ilgili yeni bir düzenleme getirmeyi düşündüklerini söylemiş, son zamanlarda yüksek talep gören kripto paralar ile ilgili, “Kripto para bir para birimi değil. Oldukça spekülatif bir varlık” demişti.

Yapılan çalışmada 74 ülke içerisinde en az kripto para kullanan ülkeler ise yüzde 4 ile Japonya ve Danimarka oldu.

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Bitcoin’in Piyasa Değeri 1 Trilyon Dolara Ulaştı
20 Şubat 2021 11:48

Kripto para birimleri piyasalarına yönelik ilgi son dönemde hız kazanırken, Bitcoin’in piyasa değeri 1 trilyon dolara ulaştı.

Bazı büyük şirketlerin kripto para birimini destekleyici adımları ve yatırımlarının etkisiyle Bitcoin’in fiyatı son haftalarda rekor üstüne rekor kırdı.

ABD’li elektrikli otomobil üreticisi Tesla’nın 1,5 milyar dolarlık varlığını Bitcoin’e yatırdığını duyurması ve Mastercard ile Bank of New York Mellon’un ise kripto para birimlerinin kullanımını kolaylaştıracak adımlar atmasının ardından dijital para biriminin değeri de hızla yükseldi.

Analiz şirketi Coinmarketcap’in verilerine göre, en eski kripto para birimi olan Bitcoin’in fiyatı 2011’de 0,30 dolar olarak kaydedilirken, bugün 55 bin doların üzerine çıktı. Bitcoin’in fiyatı, bu hafta yüzde 17 civarında değer kazanırken, 2020’nin başından bu yana yüzde 681 arttı.

Kripto para biriminin piyasa değerinin 1 trilyon dolara ulaşması önemli bir “dönüm noktası” olarak nitelendirilirken, sadece bu yıl Bitcoin’in piyasa değeri 450 milyar dolardan fazla yükseliş gösterdi.

– İlk kez 2009’da işlem gördü

Blok zincir teknolojisine sahip bir kripto para birimi olan Bitcoin, Satoshi Nakamoto ismini kullanan bir kişi veya grup tarafından 2008’de piyasaya sürülerek 2009’da işlem görmeye başladı. İlk Bitcoin transferi 2009’da Nakamoto ve programcı Hal Finney arasında gerçekleşti.

Herhangi bir merkez bankası veya resmi kuruluş ile bağı olmayan ve tamamen sanal olarak üretilen Bitcoin, ilk günden itibaren tartışmaların merkezinde yer aldı.

Merkezi bir otoriteye bağlı olmaması Bitcoin’i geleneksel para birimlerinden ayıran temel fark olarak öne çıkarken, bir diğer farkı ise Bitcoin’in herhangi bir aracı olmadan iki kişi arasında işlem yapılmasına olanak sağlaması oldu.

Para transferlerinin geleneksel yöntemlere kıyasla daha güvenli, ucuz ve hızlı yapılabilmesi, basit ve enflasyon riskinin düşük olması, Bitcoin’in temel avantajları arasında gösterildi.

Bu avantajlarının yanı sıra Bitcoin bazı riskleri de beraberinde getirdi. Bitcoin’in izinin sürülememesi, kripto para biriminin ticareti illegal olan ürünlerin ödemesinde veya kara para aklama amacıyla kullanılmasına neden oldu.

– Küçük-büyük milyonlarca yatırımcının radarında

Bitcoin’in yükselişinin ardından birçok kripto para birimi daha ortaya çıktı. Bu para birimleri ise “alt coin” olarak adlandırıldı. Hızla gelişen kripto para dünyasında öne çıkan bazı “alt coin”ler, Litecoin, Ethereum ve Ripple oldu.

Lise öğrencilerinden uluslararası şirketlere kadar küçük-büyük milyonlarca yatırımcının radarında olan kripto para birimleri, finans dünyasında son yılların en önemli gelişmelerinden biri olarak kabul edilirken, bu para birimlerinin geleceğine ilişkin soru işaretleri varlığını sürdürdü.

Uzmanların kripto paralara karşı temkinli yaklaşımına rağmen Bitcoin ve benzer kripto para birimleri son dönemde hızla değer kazanmaya devam etti.

Alt coinlerden Ethereum, dün rekor seviyeye ulaşarak 1.957 dolara kadar yükseldi, böylece fiyatı yıl başından bu yana yüzde 160’tan fazla arttı.

Tüm kripto para birimlerinin piyasa değeri ise bu yıl 2 katından fazla artarak 800 milyar dolardan yaklaşık 1,7 trilyon dolara yükseldi.

– “Spekülatif araç” eleştirisi

Bitcoin ve benzer kripto para birimleri finans dünyasını ikiye böldü.

Kripto para analistleri, Bitcoin’in kripto sektörü için önemli olduğunu vurgularken, piyasa değerinin 1 trilyon dolara ulaşmasının Bitcoin’in artan gücünü gösterdiğini belirtti.

Bitcoin’i “patlamayı bekleyen bir balon” olmakla eleştirenlerin yanıldığını savunan kripto para analistleri, kurumsal yatırımcıların Bitcoin’e ilgisinin arttığını aktardı.

Ayrıca ABD’de bazı önde gelen yatırımcıların Bitcoin’i enflasyona ve dünyanın en önemli merkez bankalarının sıfır faiz politikasına karşı bir tampon olarak görmesi dikkati çekerken, Bitcoin’i eleştirenler ise kripto paraları “tehlikeli bir spekülatif araç” olarak nitelendirdi.

Son olarak ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, hızlı bir yükseliş gösteren Bitcoin’i “oldukça spekülatif bir varlık” olarak tanımlayarak, kripto para birimlerinin yasa dışı işlemler için bir araç olarak kullanılmadığından ve yatırımcıların korunduğundan emin olmanın önemini vurguladı.

Yellen, daha önce de kripto paralar ve sanal varlıkların kötüye kullanımının büyüyen bir sorun olduğunu belirterek, “sorumlu inovasyona” ihtiyaç olduğuna dikkati çekmişti.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde da Bitcoin’i “spekülatif bir yatırım aracı” olarak nitelendirerek, Bitcoin ve diğer kripto varlıklara yeni bir düzenleme getirmeyi planladıklarını belirtmişti.

– Regülasyon beklentisi

Finansal otoriteler, kullanım alanlarının yaygınlaşması ve her geçen gün ilginin artmasıyla kripto paralara ilişkin çalışmalarına hız verirken, sanal para birimlerine yönelik regülasyon çağrıları da yoğunlaşmaya başladı.

Bu kapsamda, ABD Merkez Bankası (Fed) ile ECB’nin de aralarında bulunduğu birçok merkez bankası dijital para birimlerini gündemlerine aldı.

Bitcoin ve benzer kripto para birimlerine yönelik düzenlemelerin olmamasının kullanıcılar açısından risk taşıdığı belirtilirken, kripto para birimlerinin merkez bankaları tarafından rezerv olarak kullanılması halinde ise bu paraların gelişiminde yeni bir döngüye girileceğine dikkat çekildi.

WASHINGTON (AA)

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Küresel Borçlar, 281 Trilyon Doları Aşarak Rekor Seviyi Aştı
19 Şubat 2021 19:04

Küresel borçlar 2020’de 281 trilyon doları aşarak rekor kırdı

Küresel borçlar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomiler üzerindeki olumsuz etkisiyle 2020’de 281,5 trilyon dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesini kaydetti.

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), “Küresel Borç Monitörü” raporunu yayımladı.

Rapora göre, küresel borç tutarı, geçen yılın sonu itibarıyla 2019’a kıyasla 24,1 trilyon dolar artarak 281,5 trilyon dolara yükseldi. Küresel borç tutarı, 2019’da 257,4 trilyon dolar olarak kaydedilmişti.

Kovid-19 salgını nedeniyle kamu ve şirket gelirlerinde keskin bir düşüş yaşanırken, geçen yıl 61 ülkenin borcunda yaşanan 24,1 trilyon dolarlık artış son 10 yılda 88 trilyon dolar olarak hesaplanan borç artışının dörtte birinden fazlasını oluşturdu.

Küresel borcun GSYH’ye oranındaki artış 2008 krizinin çok ötesinde

Küresel borcun ülkelerin toplam GSYH’sine oranı ise geçen yıl 35 puan artarak yüzde 355’in üzerine çıktı. Söz konusu oranda kaydedilen artışın, 2008’deki küresel mali krizde görülen yükselişin çok ötesinde olduğu belirtildi.

Küresel borç oranlarındaki artışın bu yıl nispeten ılımlı olması beklenirken, GSYH’de öngörülen toparlanmanın buna yardımcı olacağına işaret edildi.

Borcun dağılımına bakıldığında, hanehalkına ait borçlar 2020 sonu itibarıyla 51,1 trilyon dolar, finansal olmayan şirketlere ait borçlar 80,6 trilyon dolar, kamuya ait borçlar 82,3 trilyon dolar ve banka gibi finansal şirketlere ait borçlar 67,5 trilyon dolar oldu.

Toplam GSYH’ye oranları dikkate alındığında, geçen yıl hanehalkına ait borçlar yüzde 60,4’ten yüzde 64,4’e ve finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 91,9’dan yüzde 100,1’e yükseldi. Aynı dönemde kamuya ait borçlar yüzde 88,3’ten yüzde 105,4’e ve finansal şirketlere ait borçlar da yüzde 80,8’den yüzde 85,9’a çıktı.

En çok gelişmiş ekonomilerin borcu arttı

Kamuya ait borçlardaki en büyük artış gelişmiş ülkelerde görülürken, küresel kamu borcunun bu yıl 10 trilyon dolar daha artarak 2021 sonunda 92 trilyon doları aşmasının beklendiği kaydedildi.

Gelişmiş ekonomilerin toplam borcu 2020’de 203,7 trilyon dolar olurken, Hindistan, Çin, Güney Afrika, Brezilya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerin toplam borçları ise 77,7 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Gelişmiş ülkelerin toplam borcu 2019’da 182,8 trilyon dolar ve gelişmekte olan ülkelerin toplam borcu 74,6 trilyon dolar olarak hesaplanmıştı.

Borç oranlarındaki en büyük artış, Fransa, İspanya ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde kaydedildi.

Gelişmekte olan ülkeler arasında ise borç oranı en fazla artan ülke Çin oldu. Çin’i, Türkiye, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri izledi.

Raporda, “Krizin üstesinden gelmek için büyük bütçe açıkları gerekli olsa da doğru çıkış stratejisini bulmak 2008-2009 finansal krizinden sonra olduğundan daha da zor olabilir. Siyasi ve sosyal baskı, hükümetlerin açıkları ve borçları azaltma çabalarını sınırlayabilir ve gelecekteki krizlerle başa çıkma yeteneklerini tehlikeye atabilir,” değerlendirmesine yer verildi.

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Sakarya Gaz Sahası’na 780 Milyon Lira Yatırım Yapılacak
18 Şubat 2021 19:30

Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahası’nda keşfedilen doğal gazın kullanıma sunulması için üretim ve iletim altyapısına 780 milyon lira yatırım yapılacak.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TAPO) Sakarya Gaz Sahası Denizaltı Üretim Tesisleri, Denizaltı Nakil Hatları ve Kara Doğal Gaz İşleme Tesisi Entegre Projesi için hazırlanan ÇED başvuru dosyasından derlenen bilgilere göre, proje üç ayrı bölümden oluşacak.

Bu kapsamda, entegre projenin ilk kısmındaki denizaltı doğal gaz üretim tesisleri Türkiye Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde, ikinci kısmındaki kara doğal gaz işletme tesisi Filyos Endüstri Bölgesi’nde kurulacak. Her iki üniteyi bağlayacak üçüncü kısmı oluşturan doğal gaz nakil hatları ise deniz ve karada inşa edilecek.

Toplam üç bölümden oluşan proje için 780 milyon lira yatırım yapılacak.

Denizaltı üretim tesisinin bulunduğu gaz bloğu denizin yaklaşık 2 bin 200 metre derinliğinde ve Filyos Endüstri Bölgesi’ne 155 kilometre uzaklıkta kurulacak. Bu sistem, 2 bin 173 kilometrelik bir alan içerisinde 30-40 üretim kuyusunu birleştirip gazın boru hattına aktarılmasını sağlayacak ve deniz tabanında kurulu bir şebeke şeklinde çalışacak.

İşletme süresince üretim uzaktan kontrol edilen sistemlerle gerçekleştirilecek ve denizde insan bulunacak herhangi bir tesis kurulmayacak.

sakarya

Günlük 40 Milyon Metreküp Gaz Taşınıp, İşlenecek

Sakarya Gaz Sahası’nda ilk etapta 6 ila 10 adet kuyu denizaltı üretim sistemine bağlanacak. Bu kuyulardan günlük 10 milyon metreküp gaz üretilecek ve inşa edilen boru hattıyla Filyos’taki gaz işleme tesisine gönderilecek. Doğal gaz burada işlenerek Boru Hatları İle Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ) standartlarına uygun hale getirilecek.

İkinci etapta ise toplamda 30-40 kuyudan üretilecek günlük 40 milyon metreküp doğal gaz taşınacak ve işlenecek.

Projenin kara tarafındaki alan için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına 49 yıllık irtifak hakkı tesis edilecek. Kurulması planlanan tesisteki makine ve ekipmanlar yıprandıkça yenilenebilecek ve tesisin ömrü uzatılabilecek.

Projenin deniz tarafında inşa edilecek açık deniz boru hattı ve ilgili sistemler ise 40 yıllık bir işletme ömrü için tasarlanacak. Ana ekipman, tedarikçinin önerdiği bakım prosedürleri ve aralıklarına göre 25 yıllık bir tasarım ömrüne sahip olacak.

Sakarya Gaz Sahası’ndan ilk doğal gaz 2023’te kullanılmaya başlanacak fakat sahanın tamamen devreye alınması 2023’ten ileri bir tarihte gerçekleşecek.

İSTANBUL (AA) 

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Bakan Pekcan; “Yalnızca Hizmet İhracatı İçin Faaliyet Gösterecek Yeni Bir Genel Sekreterlik Kurduk”
18 Şubat 2021 11:18

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, hizmet sektörünün daha da kurumsallaşması amacıyla, yalnızca hizmet ihracatı için faaliyet gösterecek yeni bir Genel Sekreterlik kurduklarını bildirdi.

“Hizmet sektörümüz tıpkı imalat sektörlerimiz gibi ayrı bir Genel Sekreterlikle daha etkin bir şekilde hizmet etme imkanına kavuşacak”

Ticaret Bakanlığının “Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliğinin Unvanının Değiştirilmesi ve Hizmet İhracatçıları Birliği Kurulmasına İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Bakan Pekcan, söz konusu düzenlemeye ilişkin Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’de sağladığı döviz getirisi ve toplam ihracattaki payı ile en önemli sektörlerden biri haline gelen hizmet sektörünün daha da kurumsallaşması amacıyla, yalnızca hizmet ihracatı için faaliyet gösterecek yeni bir Genel Sekreterlik kurduklarını bildirdi.

Hizmet İhracatçıları Birliğinin sekretarya hizmetlerinin artık bu yeni Genel Sekreterlik tarafından yürütüleceğini belirten Pekcan, “Hizmet sektörümüz tıpkı imalat sektörlerimiz gibi ayrı bir Genel Sekreterlikle daha etkin bir şekilde hizmet etme imkanına kavuşacak. Hayırlı olsun,” ifadesini kullandı.

AA – Muhabir Merve Özlem Çakır

 

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Dolar 6,98 seviyelerinden işlem görüyor
18 Şubat 2021 10:52

Dolar/TL, güne yükselişle başlamasının ardından 6,9810 seviyesinde işlem görüyor.

Dün, en düşük 6,9599 en yüksek 7,0589 seviyelerini gören dolar/TL, günü bir önceki kapanışın yüzde 0,4 altında 6,9655’ten tamamlamıştı.

Dolar/TL, bugüne yükselişle başlamasının ardından saat 10.15 itibarıyla bir önceki kapanışa göre yüzde 0,3 artışla 6,9810’dan işlem görüyor.

Avro/TL, aynı dakikalarda önceki kapanışa göre yüzde 0,1 artışla 8,4210’dan, sterlin/TL de yüzde 0,1 değer kazancıyla 9,6640’tan satılıyor.

Avro/dolar paritesi yatay bir seyirle 1,2040 seviyesinde dengelendi. ABD Merkez Bankasının (Fed) dün açıklanan son toplantısına ait tutanaklar, ülkedeki ekonomik koşulların uzun vadeli hedeflerin uzağında olduğunu ve hedeflere ulaşılıncaya kadar destekleyici politika duruşunun devam etmesi gerektiğini ortaya koydu. Dün 91 seviyesinin üzerini çıkan dolar endeksi, 90,6-90,9 dar bandında sakin bir seyir izliyor.

Analistler, bugün yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının piyasaların yönü üzerinde etkili olacağını belirterek, yurt dışında ABD’de hayata geçirilmesi planlanan ekonomik destek paketi ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle alınan tedbirlerin kademeli olarak kaldırılmasına ilişkin haber akışının gündemin odağındaki yerini koruduğunu ifade etti.

AA Finans’ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerin büyük çoğunluğu, politika faizinin yüzde 17,00’de sabit bırakılacağını tahmin ediyor. Ankete katılan 21 ekonomistin 5’i 100 baz puan, 1’i 75 baz puan artış beklerken, 15 ekonomist değişiklik olmayacağını öngörüyor. Ocak ayındaki PPK toplantısında politika faizi yüzde 17’de sabit bırakılmıştı.

BU HABERİ PAYLAŞ
EKONOMİ
Tasarruf Şirketlerinin Denetimini İçeren Kanun Teklifi Komisyonda
17 Şubat 2021 14:03

Tasarruf finansman şirketlerinin denetim altına alınmasını içeren kanun teklifi TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonunda

AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Türkiye’nin istikrarlı ve uzun dönemde bir büyüme performansı yakalayabilmesi için yurt içi, yurt dışı tasarrufların kilit rol oynadığını belirtti.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu, AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş başkanlığında toplandı.

Pençe Kartal-2 Harekatı’na değinen Elitaş, “Harekat kapsamında hain PKK terör örgütü tarafından şehit edilen üç askerimize ve eli kanlı cani örgüt tarafından kaçırılan ve vahşice katledilerek şehit edilen 13 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum,” dedi.

Vatan için canını feda eden tüm şehitleri rahmetle, gazileri şükranla yad eden, terör örgütü PKK’yı ve eylemlerini lanetleyen Elitaş, “Yaşanan bu hadise bir kez daha bu örgütünün ne kadar vahşi, cani ve acımasız bir cinayet şebekesi olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Ülkemizin, hain PKK terör örgütü başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelesi azim ve kararlılıkla sürdürülecektir,” diye konuştu.

Elitaş’ın konuşmasının ardından Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine geçildi.

İlk imza sahibi olarak komisyona bilgi veren AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Gara’da şehit olan 13 Türk vatandaşına Allah’tan rahmet diledi.

“Ülkemizin istikrarlı ve uzun dönemde bir büyüme performansı yakalayabilmesi için yurt içi, yurt dışı tasarruflar kilit rol oynamaktadır” diyen Tüfenkci, özellikle hane halkı tasarruf oranlarının görece olarak diğer gelişmekte olan ülkelere göre biraz daha az olduğunu söyledi. Tüfenkci, “Hane halkı tasarruflarının artırılması için öncelikle kişilerin kendilerini finansal açıdan güvende hissedebilecekleri uygun tasarruf ürünlerini bulabilmesi gerekmektedir,” değerlendirmesinde bulundu.

Bu anlamda Türkiye’de de 30 yılı aşkın süredir kendisine göre başarıyla uygulanan bir sistemin bulunduğunu ancak yasal boşlukların da mevcut olduğunu dile getiren Tüfenkci, getirdikleri kanun teklifiyle birlikte bu alanı düzenlemek istediklerini söyledi.

Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Uluslararası örnekler incelendiğinde de sözleşmeye dayalı tasarruf olarak adlandırılan ve tasarruf sahibinin belirli bir dönem birikim yaptıktan sonra önceden belirlenmiş bir şekilde araca ulaştığı veya mala ulaştığı sistemler mevcut. Bu sistemler uluslararası finans noktalarında da uygulanmaktadır.

Türkiye’de özellikle faize biraz mesafeli duran kesimler tarafından tercih edilen bu tasarruf sistemi özellikle el birliği tasarrufu diye de adlandırılabilir. Baktığımız zaman konut ve taşıt alımı noktasında yaygınlaştığını görüyoruz. Şimdiye kadar da gerçekten çok büyük mağduriyetler oluşmadan, yargıya da çok taşınan çekişmeler olmadığını da doğrusu görüyoruz ama bugüne kadar mağduriyet oluşmaması demek bundan sonra oluşmayacağı anlamına da gelmez. Özellikle son 2-3 yıldır bu alanın hızlı bir şekilde büyüdüğünü ve yeni organizasyon şirketlerinin girdiğini de görüyoruz.”

Tasarruf finansman şirketlerinin asgari sermaye tutarını 100 milyon TL olarak teklif ettiklerini ve BDDK’ya da belli standart ve sınırlamalar getirme yetkisi verdiklerini belirten Tüfenkci, kanun teklifinin detaylarını anlattı.

Tüfenkci’nin konuşmasının ardından sektör temsilcileri de komisyona sistemin nasıl işlediğine ilişkin bilgi verdi.

Komisyonda, kanun teklifinin tümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

BU HABERİ PAYLAŞ
devamını gör
E-BÜLTEN’E KAYIT OL